Son yıllarda Türkiye’de insan hakları savunucularına ve sivil toplum kuruluşlarına yönelik artarak devam eden baskı ve zorlukların dün yeni bir örneğini yaşadık. 3 Haziran 2022 Cuma sabahı aralarında Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) İstanbul Temsilciliği çalışanı Sosyal Hizmet Uzmanı (SHU) Bilal Yıldız ve İnsan Hakları Deneği (İHD) İstanbul Şube yöneticilerinden Ali Koçyiğit’in de aralarında olduğu, Göç İzleme Derneği’nin (GÖÇİZDER) 22 üye ve yöneticisi gözaltına alındılar. Ayrıca derneğin İstanbul’da bulunan binası polis tarafından basıldı, binada bulunan çeşitli materyale el konuldu ve dernek tarafından yayınlanan kimi kitaplar ve raporlar hakkında mahkeme tarafından toplatma kararı çıkarıldı.
Genelde göç, özelde zorunlu göçe tabi tutulan insan kitleleri arasında etkin bir sosyal dayanışma geliştirmek ve göç mağdurlarının insanca bir yaşama yönelik taleplerini yükseltmek amacıyla 2016 yılında İstanbul’da kurulan GÖÇİZDER, ülke içinde yerinden edilmiş kişileri adalet arayışlarında desteklemeyi, zorla yerinden etme uygulamalarının yarattığı temel hak ihlallerini kamuoyunda görünür kılmayı ve yeniden yurtlanma sürecinde yurttaşların yaşamış olduğu sosyal, ekonomik ve psikolojik sorunlar hakkında farkındalık yaratmayı, ağır insan hakları ihlallerine uğramış kişilerin mağduriyetlerinin tanınması ve onarılmasına katkı sağlamayı amaçlamaktadır.
Türkiye’de insan hakları savunucuları ve sivil toplum aktörleri, yukarıda aktardığımız GÖÇİZDER’in amaç ve hedeflerinde de görüldüğü üzere, insan haklarının korunması, güçlendirilmesi ve ihlallerinin engellenmesine yönelik çalışmaları nedeniyle yargısal tacizlere, hukuka aykırı ve keyfi gözaltı ve tutuklamalara, kurum binalarına yapılan baskın ve aramalara, keyfi mali ve idari denetlemelere maruz kalmaktadırlar. Bu tür uygulamalarla, özellikle de terörle mücadele yasası başta olmak üzere, mevcut mevzuatın araçsallaştırılması, savunuculuk iklimini baskı altına almakta, sivil alanın tümüyle kapatılmasına yol açmaktadır.
Oysa, Türkiye’nin altına imza attığı sözleşme ve belgeler aracılığıyla bir parçası olduğu evrensel insan hakları hukuku, insan hakları savunucularının korunmasını insan haklarına saygılı bir toplumun esaslarından biri olarak kabul eder. Söz konusu belgelerden biri olan Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Savunucularının Korunması Bildirgesi’ne göre taraf devletler, bildirgede amaçlanan hakların meşru kullanımı çerçevesinde insan hakları savunucularını şiddet, tehdit, misilleme eylemi, fiili veya hukuksal ayrımcılık, baskı veya diğer keyfi hareketlere karşı korumakla, tüm bu sıralananları suç olarak kabul etmek ve işlem yapmakla yükümlüdürler.
Biz aşağıda imzası olan insan hakları örgütleri olarak bu hakikati bir kez daha hatırlatıyor, hak savunucularına ve sivil toplum kuruluşlarına yönelik baskı ve tacizleri en güçlü şekilde kınıyoruz.
Gözaltındaki hak savunucuları derhal serbest bırakılmalı, Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Savunucularının Korunması Bildirgesi’nin gerekleri koşulsuz bir biçimde yerine getirilmelidir.
İnsan Hakları Savunucuları Dayanışma Ağı
İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi
Türkiye İnsan Hakları Vakfı
Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği İstanbul Şubesi