İnsan Hakları Savunucuları Dayanışma Ağı bileşenlerinden Civil Rights Defenders, Eşit Haklar İçin İzleme Derneği, Kaos GL, Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği, P24 Bağımsız Gazetecilik Derneği, Research Institute on Turkey, Sivil Alan Araştırmaları Derneği, Sosyal Politika Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği, Turkey Human Rights Litigation Support Project ve Yurttaşlık Derneği ile London Legal Group, Birleşmiş Milletler özel rapörterlerine mektup yazarak akademik özgürlüklere ve üniversite özerkliğine yönelik devam eden tehditlere, Boğaziçi Üniversitesine teamüllere aykırı yapılan rektör atamasına, atama sonrası yaşanan hak ihlallerine ve hükümet yetkililerince ve hükümet destekçisi medya tarafından LGBTİ+ bireylere yönelik gittikçe artan ayrımcılık ve nefret söylemine dikkat çekti ve bu konularda  girişim çağrısında bulundu.

Bilindiği üzere, Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri ve akademisyenlerinin, üniversitenin geleneklerine aykırı, özerkliği ve akademik özgürlüğü yok sayan bir uygulamayla gerçekleştirilen rektör atamasına yönelik itirazları baskı, gözaltı, karalama, iftira, hukuka aykırı tutuklama, ev hapsi gibi yöntemlerle susturulmaya çalışılıyor.

Halihazırda, Türkiye’nin farklı şehirlerinde üniversitelerinin özerkliğini isteyen ve Anayasal haklarını kullanarak protesto gösterilerine katıldıkları gerekçesi ile 600’den fazla öğrenci gözaltına alındı, 8’i tutuklandı ve 28’inin ise ev hapsine karar verildi.

Bunun yanı sıra Anayasal haklarını kullanarak hükümetin rektör atama biçimine itirazlarını sürdüren öğrencilere karşı üst düzey hükümet yetkilileri, destekçileri ve hükümet yanlısı medya tarafından ağır bir baskı ve karalama kampanyası yürütülmekte.

Mektup ile öğrencilerin barışçıl toplantı ve gösterilerine yapılan hukuksuz müdahalelerin, öğrencilere karşı uygulanan polis şiddetinin, maruz bırakıldıkları haksız gözaltı, tutuklama ve adli tedbirlerin, öğrencilere dönük ‘terörist’ olmakla itham edilmek dahil olmak üzere kullanılan nefret dilinin, dini değerler üzerinden toplumu birbirine karşı kışkırtmanın, bu eylemlerin önemli bir bileşeni olan LGBTİ+’lara yönelik artan nefret söylemlerinin ve LGBTİ+’ları ‘terör grubu’ ilan etmenin kabul edilemez olduğu dile getirildi.

Öğrencilere, akademisyenlere ve onlara destek verenlere yönelik bu baskıların, ulusal ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerce garanti altına alınan barışçıl toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı, ifade özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı ve ayrımcılık yasağı gibi temel hak ve özgürlüklerin çiğnenmesi olduğunun altı çizildi.

Özel raportörlerden hukuka aykırı bu baskılara derhal son verilmesi için Türkiye hükümeti nezdinde girişimde bulunmaları; özellikle siyasetçileri ve devlet yetkililerini, meşru hak arama mücadelelerini kriminalize eden, gençleri ve akademisyenleri düşmanlaştıran açıklamalar yapmamaya, hukuka ve insan hakları değerlerine uygun davranmaya, öğrencilerin ve akademisyenlerin haklı itirazları doğrultusunda üniversitelerin özerkliğine aykırı uygulamaların sonlandırılmasına yönelik adım atmaya, tüm tutuklu ve ev hapsinde olan öğrencileri serbest bırakmaya ve öğrenciler haklarındaki ceza soruşturmalarını düşürmeye davet etmeleri istendi.

BM’ye İngilizce dilinde iletilen mektuba PDF formatında buradan erişebilirsiniz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Name *